Haberler

Müziğin Dervişi; Gültekinler

Müziğin Dervişi; Gültekinler

Kalan

Kasım 3rd, 2018

0 Comments

Bilen bilir Anadolu’ya has bir deyim vardır : türkü yakmak.

Peki ya hiç düşündünüz mü neden türkü söylemek değil de türkü yakmak tabiri kullanılır diye?
Düşündüğümüzde varacağımız her sonuç şüphesiz yürek yakan acıların türkülerde ete kemiğe bürünmesine çıkar.Bağrıyanık Anadolu insanı yüreğini türkülerinden başkasına dökememiştir çünkü.Katmerlenen acılarını bir nebze de olsa türküler dindirmiştir belki de…

Anadolunun acıya doymuş coğrafyasında dünyaya gözünü açan Lütfü Gültekin de yüreğini toprağının şahit olduğu kapanmaz yaralara yaslar aslında.Hüzünle başlayan çocukluk öyle de devam eder.Genç yaşta tutar gurbetin yolunu.Belçika madenlerinde madenciliğe varana dek her işte emeğini ve alın terini yapar sermayesi ve öyle geçer feleğin süzgecinden.Yanan yüreği türkü yakmakta bulur çareyi ve çoğu eserini yer altında yapar.Kimi çevreler eleştirel baksa da çok geçmeden sindirmek zorunda kalır onun yaptığı müziği.Çünkü yaptıkları geleneğe aykırı değil bilhassa geleneği içinde barındırarak geleceğe farklı bir kapı da aralar aynı zamanda.Kendi acılarından doğurur kendi tarzını.Binbir zorlukla yarattığı her çalışmada hüznü ve umudu bir arada tutan bir müzik sunar bizlere.O zorluklarla savaşırken onun ürettikleri doyurur çoğu sanatçı geçinenlerin karnını,lakin o yine de tamah etmez kimseye.Lütfü Gültekin’i tanımlayan en önemli şey üretmektir .Müziğin dervişidir aslında o ; dünya malını bir yana iten.

Yer altında bıraksa da gençliğini kömür karasından yer üstüne alnının akıyla çıkar ve gurbet denilen düşmanı alt etme vakti geldiğine inandığı gün , geride koskoca bir ömür ve alnının teriyle yetiştirdiği çocuklarını bırakıp geç kalınmış hayallerini de sırtlayarak Türkiyeye gelir. Gurbet saçlarına ak düşürse de yüreği dimdik ayaktadır,yıllarca beslediği hayallere umutlara tutunarak.

Yüreğini büken tek şey dost bildiklerinin vefasızlığı olur.Yıllarca emek verdiği kültürün ve yaptığı müziğin sömürülmesi gider ağırına.Lakin yine çeker sineye ve yine üreterek cevap verir emek hırsızlarına.

Belçika günlerinden bu yana yurtdışında ve Türkiye’de yayımlanan birçok albümü ozanımızın her ezgisine gönlündeki hüznü nakış nakış işlemesinden doğar.Bundandır her dinlediğimizde içimizi sızlatması…

Uzun bir suskunluk döneminden sonra yepyeni bir albümle dönen Gültekin yine ‘Buradayım!’diyor adeta ve yarattığı her eserle bir başka ders veriyor müziğini paraya pula ipotek edenlere…

Hani dedik ya her ezgisi kendi hayatından bir iz taşır diye.Yeni albümü Fukara’da da kendi hayatından başkası değil anlattığı.Sözü ve müziği kendine ait Fukara’nın yanı sıra diğer usta şairlerin şiirlerini de besteleme geleneğini sürdüren ozanın yeni albümü on iki eserden oluşuyor ve üstad her eserinde hayatı farklı bir yönden ele alarak ; her zamanki gibi türküleriyle tahlil ediyor hayatı..Arşivinizde muhakkak bulunması gereken bir çalışma.

Fukara bir nevi emeğin ve alın terinin manifestosudur emek sömüren onur fukaralarına belki de …

Ezgi dolu yüreğin hiç susmasın müziğin dervişi!

SEZER ASLAN

Comments are closed.